Orijinal Adı: Записки юного врача
Seri: Yok
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 168
Baskı Yılı: 2015
Goodreads Puanı: 4.24 (6,769 Oy)
Arka Kapak Yazısı
Devrim zamanı Rusya… Karakışı aratmayacak kadar soğuk, kasvetli bir eylül günü, tıp fakültesinden yeni mezun olmuş bir doktor, şehirde çoktan unutulmuş geleneklerin ve boş inançların hüküm sürdüğü uzak bir kasabaya gelir. Devrim, büyük şehirlerin merkezlerinde hayatı ve zihniyetleri altüst ederken, bu genç doktor ülkenin ücra bir bölgesinde kadercilikle ve batıl inançlarla zorlu bir mücadeleye girişir.Zor bir doğum, hassas bir cerrahi müdahale, uzaktaki bir hastaya ulaşabilmek için şiddetli bir kar fırtınasına rağmen göze alınan bir yolculuk, ağrılarını dindirmeye çalışırken morfinman olan bir meslektaş… Genç doktorun gündelik hayatında karşılaştığı bütün zorlu sınavlar, Bulgakov’un elinde olağanüstü güçlü bir anlatımla, dram sınırlarında gezinen bir dokunaklılıkta öykülere dönüşür.
Yorum
Modern Klasikler Okuma Hedefi belirlemiş ve bunu buradaki yazımda belirtmiştim. Hedef belirledim ama biraz da tembel çıktım ve çok az ilerleme kaydettim ne yazık ki. Ama artık biraz daha bu hedefe yükleneceğimi umuyorum.Hem hedefim de olduğu için hem de kitapta beni çeken bir şey olduğu için Genç Bir Doktorun Anıları'na başladım.
Kitabın adı içeriğinin kısa özeti gibi. Kitapta genç,, yeni mezun olmuş bir doktorun anıları anlatılıyor. Doktor mezun olduktan sonra tecrübe kazanamadan bir köy hastanesine gönderilir ve karşına türlü, türlü zor vakalar çıkar. Köyde tek doktor olduğu için bunların hepsiyle kendi başa çıkmak zorunda. Kitap genç doktorun anılarından oluşuyor, çeşit çeşit tıbbi vakalar, hastayı kurtarmak için tipiye göğüs germesi ve çektiği zorluklar kitapta güzel bir şekilde işlenmiş.
Genç doktorun anıları kendi ağzından anlatılıyor, bu da kitabın dilinin çok samimi olmasını sağlamış. Okurken doktorla aynı sıkıntıları yaşıyor, aynı endişeleri taşıyor ve aynı sevinci paylaşıyorsunuz. Doktor doktor diyorum çünkü doktorun adı kitapta çok az geçti, sonlarda biraz değinildi adına. O zaman fark ettim ki doktorun adı önemli değil, yazarın etkileyici üslubu sayesinde doktorla hemhal oluyorsunuz, doktorla aranızdaki duygudaşlık sağlanıyor ve isimlerin ne kadar önemsiz olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz.
Ben bu kitabı çok sevdim, kitabı okumak yerine yaşadım, sayfalar nasıl aktı anlamadım. Özellikle sonlardaki Morfin adlı hikayeyi çok beğendim. Bu arada kitaptaki anılar ilk olarak dergilerde farklı zamanlarda yayınlanmış, sonradan birleştirilip kitap haline getirilmiş. Samimi diliyle ve hayatın içinden olaylarla oldukça güzel bir kitap, okumanızı tavsiye ederim. İyi Okumalar. :)
Alıntılar
Fakat okumak, okumak ve daha çok okumak gerek...
Ah, kalbim soğuktan, yalnızlıktan, etrafımda kimselerin olmamasından nasıl da acıyor!
Akıllı insanlar mutluluğun sağlığa benzediğini çok önceden fark etmiştir: Mutluyken fark etmezsiniz; ama yıllar geçtikçe geçmişte kalan mutluluğunuza ilişkin anılar, ah, anılar!..