23 Eylül 2015 Çarşamba

Umut Bıçağı (Kaos Yürüyüşü #1) - Patrick Ness | Kitap Yorumu

Orijinal Adı: The Knife of Never Letting Go 
Seri: Chaos Walking #1
Yayınevi: DeliDolu
Sayfa Sayısı: 472
Baskı Yılı: 2010
Goodreads Puanı: 3.95  (85,443)
Benim Puanım: 3,5/5

Arka Kapak Yazısı

  Aklınızdan geçen tüm düşünceler başkaları tarafından duyulsa neler hissederdiniz? Hiçbir sırrın saklanamadığı bir yer gerçekten var mı? Todd'un yaşadığı kasaba işte tam da böyle bir yer. Nüfusu sadece erkeklerden oluşan bir kasabayı etkisi altına alan "ses" virüsü yüzünden kimsenin huzuru kalmadı. Zihinlere sinsice sızan düşünceler yaklaşmakta olan büyük bir savaşın habercisi sayılabilir mi? Kasabada kalan son çocuk olan Todd için tek kurtuluş yolu kaçmak görünüyor. Peki ama nereye?..

  ABD doğumlu, İngiliz gazeteci, yazar Patrick Ness tarafından kaleme alınan Kaos Yürüyüşü serisi, umutla umutsuzluğun, iyiyle kötünün, savaşla barışın iç içe geçtiği, egemen olma hırsının yol açtığı savaşların ve bombaların gölgesinde masum bir aşkın yeşerdiği nefes nefese okunacak güçlü bir distopya...

Yorum

  İnsanların birbirinin iç sesini duyduğu farklı bir dünyada geçen bir kitap. Konusu hakkında çok bilgi sahibi olmadan başladım ve okudukça ilgimi çekti. İnsanların birbirlerinin iç seslerini duymalarını ilgi çekici buldum, yazarda bunu güzel işlemiş bence. 

 Kitap genç yetişkin (YA) türünün bir çok örneğinden farklı, hem güzel bir roman hemde bir şeyler anlatan bir roman. İnsanlara ve hırslarına çok güzel değinilmiş ve bunların diğer kitaplarda daha baskın işleneceğini düşünüyorum. 

  Genel olarak yollarda geçen kitap beni sıkmadı çok hızlı ilerledi, bazen kendini tekrar eden yerler olsa da genel olarak akıcı bir anlatıma sahipti. Kitaptaki dile alışmam uzun sürdü, konuşma diliyle yazılmış geliyom, yannız, lağnetossun, söylemicem.. gibi. 

  Kitap baş karakterimiz Todd'un ağzından ve şimdiki zamanda anlatılıyor. Normalde şimdiki zaman beni rahatsız etse de bu kitapta pek sorun yaşamadım.

  Puan kırmamın diğer sebeplerinden biri mantık hataları, spoiler yada isim vermek istemiyorum ama karakterlerden biri Polat Alemdar gibi ölmüyordu :P Sinir oldum. Birde kitaptaki büyük sır beni çok etkilemedi biraz anlamsız buldum açıkçası. 


  Kitap distopya ve bilim kurgu türünde olarak tanıtılmış ancak pek distopya gibi bir hali yok, sakın bu beklentiyle başlamayın. Bilim kurgu da çok öne çıkmıyordu aslında, iki türden de esintiler var ancak geri planda.


  Genel olarak güzel bir kitaptı, zevk alarak okudum, diğer kitapları arayı fazla açmadan okumak istiyorum ve diğer kitapların daha iyi olmasını bekliyorum. Yazar  ortaya güzel bir kitap çıkarmış, iyi vakit geçirmek ve hızlı okunan bir şeyler istiyorsanız es geçmeyin derim. Ve de kitabın benim en çok hoşuma giden taraflarından biri içinde aşk olmamasıydı sizde içinde aşk olmayan bir YA okumak istiyorsanız bir bakın derim :)



Alıntılar


"Söyleyecek ne var ki? Her şey ve hiçbir şey. Her şeyi söyleyemeyeceğin için hiçbir şey söylemezsin." 
"Şans sizden yana değilse karşınızdadır." 
"Kimse senin için bir şey yapmıyor. Eğer sen değiştirmezsen hiçbir şey değişmiyor." 
"Belki de herkes düşmeye mahkumdur. Hepimizin bunu yaşadığını düşünüyorum. Sorunun bu olduğunu düşünmüyorum.Bence sorun yeniden ayağa kalkıp kalkmamamız."

Puanım 


0 yorum:

Yorum Gönder