17 Eylül 2016 Cumartesi

Sakkara'nın Kumları - Glenn Meade | Kitap Yorumu

Orijinal Adı: The Sands Of Sakkara 
Seri: Yok
Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi
Sayfa Sayısı: 580
Baskı Yılı: 2014
Goodreads Puanı: 4.03  (629 Oy)


Arka Kapak Yazısı
    Kasım 1943. İkinci Dünya Savaşı'nın bütün hızıyla sürdüğü günler. Adolf Hitler, görülmemiş cüretkârlıkta bir görev verir adamlarına: Müttefiklerin Avrupa'yı istilası konulu gizli bir konferans için Kahire'ye gidecek olan Amerikan Başkanı Franklin D. Roosevelt ile İngiltere Başbakanı Winston Churchill'in öldürülmesi; çünkü böyle bir istila gerçekleşirse Almanya bir anda yenilgiye uğrayacaktır. Hitler'in verdiği bu tehlikeli görevi yerine getirebilecek tek bir kişi vardır: Binbaşı Johann Halder, Almanların gizli istihbarat örgütü Abwehr'in en parlak, en gözü pek adamlarından biri. Yanında uzmanlardan oluşan bir ekip ve genç ve güzel Mısırbilimci Rachel Stern'le birlikte yola çıkan Halder, Kahire'ye giderken amansız bir çölde zamana karşı yarışmak zorundadır. Ya verilen görevi başarıyla yerine getirecek ya da hem kendi hayatını kaybedecek hem de oğlu ölebilecektir. Bu planı öğrenen Amerikan gizli istihbarat örgütü en iyi elemanlarından biri olan Yarbay Harry Weaver'ı, Halder'i ve ekibini avlayıp yok etmekle görevlendirir. Ancak hem Weaver hem de Halder ve Rachel Stern için söz konusu olan sadece savaşın dengesi ve Müttefik liderlerin hayatları değildir, ölüme kadar giden çılgınca bir yarışta sınanan aşk ve arkadaşlıktır da.


Yorum
   Merhaba sevgili kitap severler! Yine bir Glenn Meade kitabı ile karşınızdayım. Aylar önce Şeytanın Müridini yorumlarken yazarın yazış tarzını beğendiğimi ve bunun için de diğer kitaplarını okumak istediğimi belirtmiştim. Burada kastettiğim Sakkara'nın Kumları değildi, yazarın daha övülen kitapları vardı ancak kütüphanede kitap bakınırken bu esere denk gelince alıp okumadan edemedim. Bir Şeytanın Müridi kadar beğenmesemde güzel bir kitap daha okumuş oldum.

   Öncelikle kitabın genel konusundan bahsetmek istiyorum. Ajanlık, komplolar, suikastler, intikam hikayeleri, koşuşturmaca severler için önerebileceğim bir kitap. Kitap arka kapak yazısından da anlaşılacağı üzere hepimizin tarihten aşina olduğu insanlar olan Churchill ve Roosevelt'e suikast girişiminde bulunmak isteyen bir suikast ekibinden ve bunların hayatlarındaki dönüm noktalarından söz ediliyor. Kitap İkinci Dünya Savaşı dönemine ışık tutuyor. Yazarın notunda da belirttiği gibi birçoğu o dönemdeki kişilerden ve kuvvetli kaynaklardan edinilen bilgiler ile yazılmış romanda zaten bazı şeylerin tarihi yansıtması açısından eğitici ve öğretici yanı da var Sakkara'nın Kumları'nın. Eser bir suikasti ve siyasi olayları, savaşları konu edindiğinden askeri yönü  ağır basıyor. Baş karakterlerimizin çoğunun da bir askerlik ve istihbarat geçmişi var zaten. Kitapta bir yandan savaş ve koşuşturmaca hakimken öte yandan Harry Weaver, Rachel Stern ve Jack Halder'in ilk karşılaşması ve onları yıllar sonra bir araya getiren dönüm  noktaları, ayrılmaz bağları kitapta konu edinilmiş. 

   İlk olarak günümüzü anlatarak başlayan kitap daha sonra geçmişe yolculuk yaparak kitabın başında gizemli kalan detayları ortaya çıkaracak olayları konu ediniyor. Bu ileriyi gösterip "Bu noktaya nasıl gelindi" şeklinde ilerleyen kitaplarda merak unsurunu perçinlediği için sevdiğim bir özellik. 

   Kitapta olumsuz anlamda eleştirebileceğim bazı noktalar vardı. En başta kitapta birçok karakterin hikayesinin intikam üzerine kurulu olması hem çok klişe olmuş hem de kurguyu biraz yormuş diye düşünüyorum. Öte yandan kitaptaki komplo teorisinde bazı planlar öyle pratik gerçekleştirilip, karakterlerin başına gelen sorunlar öyle kolay çözüme kavuşturulmuştu ki gerçeklikten uzaklaştığı ve aşırılaştığı yerler oldu. Bazı tesadüflerin de bir araya gelerek her şeyi kolayca ortaya çıkarması kitabı basitleştirmiş diye düşünüyorum. Eleştirebileceğim diğer gözüme batan nokta karakterlerin iç dünyasının çok üstünkörü anlatılıp, gerçek duygularını bir türlü hissedemeyişimdi. Kitapta aşk ve arkadaşlık gerçekten çok yüzeysel ve donuk anlatılmıştı. Birde savaş dönemi anlatıldığı için birazda savaş döneminde insanların ne hale düştüklerinden ve savaşın meydana getirdiği yıkımlardan daha fazla bahsedilmesi hoşuma giderdi. Kitap 20 sayfa daha uzun olsaydı ama bu önemli detay göz ardı edilmeseydi gerçekten güzel olurdu. Son olarak kitapta bazı şeyler hala soru işareti olarak kalmış oldu. Yazar aceleye getirip kitabı sonlandırmış da bazı gizemli noktaları okuyucuya aktarmayı unutmuş gibi düşündüm. Örneğin; bu suikastin kaybetme eşiğine gelmiş olan bir devleti nasıl kurtaracağı kitapta net değildi. Bu suikastin gerçekten makul bir sebebi mi vardı yoksa bir devlet adamının takıntısı haline mi gelmişti de gerçekleşmişti, net şekilde ortaya konmamıştı.

   Ara vererek okuyunca kitap hoş olmayabiliyor. Çok fazla karakter ve hikayeleri olduğu için karakterleri unutabiliyorsunuz ve hikayeyi takip etmeniz zorlaşıyor. Bayram araya girip ziyaretlere gitmek, misafirler derken kitabı bir süre aksattığım için kitap başlarda sıkıcı ilerledi hatta kitabı bırakacaktım neredeyse ama bu söylediklerim romanın kesinlikle kötü olduğunu göstermez. 

   Üslubu gayet anlaşılırdı ve kitap üçüncü ağızdan anlatılmıştı. Duygu tahlillerine pek yer verilmeyip ağırlık mekan tasvirlerine ayrılmıştı. Uzun olsa da macera dolu yerleri olduğundan çabucak okunulup bitirilebilecek bir kitap. Ben özellikle Adolf Hitler ismini duyunca kitaba büyük bir heyecanla başladım. Hitler ilgimi çeken bir adam çünkü. Kitapta pek yer almasa da yine de onu okumak bir zevkti. Kitap genel olarak 3 puanlık ama sonunda arkadaşlık duygusu açısından 5 puan diyebilirim. Sonunda ortaya çıkan bazı gizemler sizi şaşırtıyor ve en son sayfada gerçekten duygulandırıcı bir yer vardı. Kitabı sevdim. Tarihi, savaşları, macerayı, ajanlığı, suikastleri sevenler için tavsiye edebileceğim bir kitap. Herkese bol kitaplı günler :)

Alıntılar
Ne yazık ki kitapta kayda değer bir alıntı bulamadım. Bu yüzden bu bölümü boş bırakmak zorundayım. :(


Puanım

8 yorum:

  1. Bu kitabı çok merak ettim ya 😩
    Kitap yorumlarını çok seviyorum bu arada .
    Umarım bol ,bol yazılarını okuyabilirim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merak ettiysen okumanı tavsiye ederim. Bu eserden daha çok övülen kar kurdu var onu da okuyabilirsin mesela. Teşekkür ederim beğenmene sevindim okursan çok mutlu olurum.yorumun için teşekkürler :) :)

      Sil
  2. meade hiç okumadım ama güzel şeyler söledin sen okuyum barik :)

    YanıtlaSil
  3. Ben de şu an Saklı Çocuk'u okuyorum. O da İkinci Dünya savaşıyla bağlantılı. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle mi? Eğer güzelse onu da okuyabilirim. Önerir misiniz? :)

      Sil
  4. Bu tür kitapları hep merak etmişimdir, yorumladığınız, paylaştığınız için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  5. Sizde vaktinizi ayırıp okuduğunuz yorum yaptığınız için ben teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil