16 Ekim 2017 Pazartesi

Otomatik Portakal - Anthony Burgess | Kitap Yorumu

Orijinal Adı: A Clockwork Orange
Seri: Yok
Yayınevi: İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 168
Baskı Yılı: 2016
Goodreads Puanı: 3.98  (460,778 Oy)


Arka Kapak Yazısı
   Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna sistematik bir baskı uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...

...
   
   Cockney dilinde (İngiliz argosu) bir deyiş vardır. "Uqueer as as clockwork orange". Bu deyiş, olabilecek en yüksek derecede gariplikleri barındıran kişi anlamına gelir. Bu çok sevdiğim lafı, yıllarca bir kitap başlığında kullanmayı düşünmüşümdür. Bir de tabii Malezyada "canlı" anlamına gelen "orang" sözcüğü var. Kitabı yazmaya başladığımda, rengi ve hoş bir kokusu olan bir meyvenin kullanıldığı bu deyişin, tam da benim anlatmak istediğim duruma, Pavlov kanunlarının uygulanmasına dayalı bir hikâyeye çok iyi oturduğunu düşündüm...
-Anthony Burges-

   Karabasan gibi bir gelecek atmosferi... Geceleyin sokaklara dehşet saçan, yaşamları şiddet üzerine kurulu gençler... Sosyal kehanet? Kara mizah? Özgür iradenin irdelenişi?.. Otomatik Portakal bunların hepsidir. Aynı zamanda hayranlık verici bir dilsel deneydir, çünkü Burgess antikahramanı için yeni bir dil yaratır: Yakın geleceğin argosu "nadsat"ı.


Yorum
   Bu kitabı ilk gördüğümde en çok ismi ilgimi çekmişti. Genelde kitaplar bana tamamen sürpriz olsun diye arka kapak yazısını okumasam da bunun içeriğini merak edip ne demek bu “Otomatik Portakal” diyerek okumuş bulundum. Arka kapakta soruma cevaben bu ismi nerden ve nasıl seçtiğini anlatmış. Gayette mantıklı ve orijinal bir isim bence. Aynı zamanda arka kapakta kısaca kitabın içeriğini de özet geçmiş. Bir Utopia bir 1984 gibi olmasa bile bu kitapta mevcut dünyamız ile çok benzeyen bambaşka bir ütopya yaratmış yazar. Bu dünyada tek bildiği şiddet, yağma, tecavüz olan karanlık genç nesilden bahsediliyor. Kitabın baş karakteri minik Alex’imiz ise işte bu karanlık gençliği temsil eden bir karakter. 


   Kitapta ergenlikten itibaren genç olarak nitelendirilen insanların bu çağlarda içlerini dolduran kötülükle neler yaptığı ve yapabileceğinden dem vuruluyor. Bu genç çetelerin yaptığı vandallıkları, uyguladıkları şiddeti okudukça kurgu olduğunu bilseniz de içiniz sızlıyor. Belki de bunun sebebi günümüzde de bunların oldukça artmaya başlaması ve çağımız ilerledikçe gidişatın tam da bu kitapta anlatılan yönde ilerlemesi. Kitap elbette ki sadece genç çetelerin savaşından, adam öldürmekten, içkiden, vandallıklardan, şiddetten ibaret değil. Kitabı farklı kılan bir yön daha var. Bu tür toplumu bozan davranışlara ve kötülüklere engel olmak için başvurulan ve bireyin elinden iyiyi ve kötüyü seçme şansını alıp onu tamamen iyilikten başka bir şey düşünemeyen otomatik bir makineye çevirmenin de toplumu kötülüğün kendisi kadar bozan tedavi yöntemlerine de yer verilerek bunun insan ve toplum üzerindeki etkileri kitapta başarılı şekilde anlatılmış. Tüm bu olayları ise temsilen bir baş karakter olarak Alex yaratılmış. Ve tabi onun takım arkadaşları Dim, Pete ve Georgie’yi de unutmamak lazım. 

Bir rüya ya da bir kâbus aslında kafanızın içindeki bir film gibidir o kadar, tek farkı siz de içinde yer alabilirsiniz. 
   Kitabın dili son derece akıcı ve samimi. Arka kapaktan da anlaşılacağı üzere bu bozulmuş, çarpık gençliği yansıtmak üzere “argo” bir dil hakimdi kitapta. Dikizlemek, çakozlamak, lavuk, çıtır, cıvır, marizlemek, zumzuklamak, kanka, ühü ühü ühü olmak, bok püsür gibi argo kelimeler kitabın ana dilini oluşturuyor diyebiliriz. Bu dili kullananlar kötü kesimi, kullanmayanlar elit ve iyi olan kesimi temsil ediyormuş gibi bir ayrım gözetmek de mümkün. Kitabın günümüzdeki duruma da dem vurarak, olması muhtemel bir gelecek senaryosu ortaya çıkarması, bunu yaparken de bu gidişatı etkileyecek teknolojik ve bilimsel gelişmeleri samimi bir dille kitabına aktarması hoşuma gitti. Bunu yaparken insan ilişkileri arasındaki sahteliği, insanların kişisel hırsları, bencillikleri, doyumsuzlukları, çıkarcılığı gibi değerleri de ön plana çıkararak gerçekliği yakalamış. Sonuna ise güzel mesajlar gizlemiş. En başta kişinin iyiliği veya kötülüğü kendi iradesi ile seçmesi gerektiği, kişiyi olmadığı biri gibi davranmaya zorlamanın en başta o insanın kendisine ve topluma büyük zararlarının olabileceği vurgulanarak, gerçekten böyle bir dünyada yaşandığı takdirde zaman kavramının, yaşlılık/gençlik gibi değerlerin, iyilik ve kötülük kavramlarının oldukça değişik anlamlara gelebileceğini vurgulamıştır. İsmi gibi özgün ve farklı olan bu eseri mutlaka okumanızı tavsiye ederim. :)



Puanım

18 yorum:

  1. Yıllar önce filmiyle ilgili bir eleştiri okumuştum, yıllar önce derken bayağı 30 yıl filan olmuştur, Milliyet Sanat alırdık her hafta (artık alamıyorum maalesef) sanırım onda okumuştum, herhalde senin tanımındaki Alex ve arkadaşları olsa gerek sürekli ona buna tecavüz edip, kötülükler yapıyorlardı. Bunu okuyunca o kitaptan nedense uzak durmuştum. Ama şimdi merak ettim. Hep merak ederim insanın içindeki iyilik, kötülük nasıl oluyor da kimi insan kötü oluyor niye mesela kediye, köpeğe bile zarar veriyor? Hani Allah insanı mükemmel yaratmıştı diye....özgür irademizle mi iyi oluyoruz? Yoksa içimizde mi var? (O zaman kötüler kötü doğuyor) neyse bilemiyorum kitap bu açıdan da ilgimi çekti.
    Çok teşekkürler, emeğine sağlık.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dediğin eleştiriyi görmedim ama evet kitapta şiddet tecavüz gibi hoş olmayan şeyler var ama bu kitabı tiksindirici kalmamış aksine daha gerçekçi kılmış. Sonuçta gerçek hayatta da kısık sık olan şeyler bunlar. Gazete manşetleri haber başlıkları hep kçtü haberler ve şiddet olayları ile dolu. Bu kitap sadece bu tür olaylara distopya ve farklı bir yön kazandırarak bu tür şiddete meyilli insanların iç dünyasını işlemiş. Bu açıdan sa ilgini çekebilir diye düşünüyorum yorumun için teşekkür ederim. :)

      Sil
  2. Biraz şiddet içerse de verdiği mesaj oldukça çarpıcı bir kitap. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet geçen sizinde okuduğunuzu görüp sizin postunuzu da incelemiştim kitap hakkında benzer düşüncelere sahibiz. Mesajı çok kuvvetli. Yorumunuz sağlık efendim :)

      Sil
  3. Ne kadar da olağan seyleri anlatmis degilmi ? Ebemkusaginda okumustum bir diger yorumu. İlgimi cekti aslinda ismi ve resmi beni benden aldi :) güzele benziyor canm :) emegine saglk

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ebenkuşağı da çok güzel aktarmış sağolsun. Güzel ve gerçekçi bie distopya. Mutlaka okumalısın izlemeyi seviyorum diyorsan filmi de varmış. Yorumun için teşekkürler :)

      Sil
  4. Argo ifadeleri pek sevmiyorum ama kitap güzelse tolere edebilirim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok kitabın vermek istediği mesaj için o kelimeler gerekli o yüzden gerçekten tolere edilebilir. Güxel yorumun için teşekkürler :)

      Sil
  5. siz yine benim okumak isteyip okuyamadıklarımdan mı buldunuz efem , çok fena gaza geldim hemen açıp okumaya başlayacağım diyordum ki elimdeki yarım kitapların sayısını bile karıştırmaya başladığımı hatırlayıp , teşekkür etmekle yetiniyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sorma bende aynı durumdayım nereye elimi atsam okumadığım bir kitap. Birde böyle bloglarda orada burda gördüğüm okumaya deli gibi gaza geldiklerim var ama heyhat zaman yok :( yorumun için teşekkürler :)

      Sil
  6. Hazır olduğun zaman mutlaka okumanı tavsiye ettiğim bir kitap İlkaycım pişman olmazsın zaten kısacık birşeyde. Yorumun için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  7. Bu kitaptan korkuyordum ben. İçinde çok şiddet var, çok etkileneceğim diye düşünüyordum ama düşündüğüm gibi olmadı. Kitabı çok beğendim. Çok çarpıcı mesajlar veriyor. Yazarının kısa sürede yazdığı göz önünde bulundurulursa bence çok başarılı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında içinde şiddette argoda hepsi verilecek mesajın bir parçası olduğu için çok gözüme batmadı. Kısa sürede yazdığını bilmiyordum ama gerçekten etkileyici bir iş çıkarmış. Yorum için teşekkürler :)

      Sil
  8. Neden hala okumadım sorusu neon ışıkla yanıyor şu an :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hala okumak için bir şansım var ve oku derim kısa ve öz birşey zaten. Yorum için teşekkürler :)

      Sil
  9. İçinde şiddet olduğunu ve olumsuz yorumları duyduğum için okumak gelmemişti içimden.
    Ama şimdi yazını okuduktan sonra aslında okunabilir kitap.
    Bu konular her gün gazetelerin sayfalarında çokça var zaten.
    Kalemine sağlık canım.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet aynen dediğin gibi günlük hayatta her yerde gazetelerde veya internette karşılaşabileceğin olaylar o yüzden okumaktan zarar gelmeyeceğini düşünüyorum güzel bir distopya. yorum için teşekkürler. sevgiyle kal :)

      Sil
  10. Merhabalar! Blog yazmaya yeni başladım ve Otomatik Portakal ile ilgili de bir yazı yazdım. Okumak isterseniz; https://akkurttaha.blogspot.com/2019/07/otomatik-portakal.html

    YanıtlaSil