12 Şubat 2017 Pazar

Satranç - Stefan Zweig | Kitap Yorumu

   
Orijinal Adı: Schachnovelle
Seri: Yok
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 77
Baskı Yılı: 2016
Goodreads Puanı: 4.27  (25,754 Oy)


Arka Kapak Yazısı
   Satranç sonsuz eski, ama aynı zamanda sonrasız yenidir; kuruluşu mekanik, ancak sadece hayalgücü ile etkilidir; geometrik açıdan sabit bir alanla sınırlı olmakla birlikte kombinasyonlarında sınırsızdır, sürekli kendini geliştiren, ancak yine de verimsiz, hiçbir yere götürmeyen bir düşünme eylemidir; hiçbir şey hesaplamayan bir matematik, esersiz bir sanat, temelsiz bir mimaridir.

   Stefan Zweig'ın, 1942 yılında, Hitler iktidarından kaçarak sürgün hayatı yaşadığı Buenos Aires'te yayımladığı Satranç adlı romanı, hem yazarın intiharından önce bıraktığı bir veda mektubu hem de doğrudan Nazizm'i hedef aldığı tek kurmaca eseridir. New York'tan Buenos Aires'e yapılan bir gemi yolculuğunda, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic, kendisi için beklenmedik bir rakip olan Dr. B. ile karşılaşır. İsimsiz bir amatör olan bu gizemli rakibin satrançla tanışmasının olağanüstü bir hikâyesi vardır. Bir Nazi kurbanı olan Dr. B., o kara günlerde sadece satranç sayesinde ayakta kalabilmiştir.

   Hikâyenin diğer kahramanı Czentovic ise iletişim kurmakta zorlanan, yaşamında satranç dışında hiçbir şey olmayan, kazanmaya kurulu bir saat, soğuk, küstah, kuralcı, yüzeysel, kültürsüz, karacahil bir "dahi"dir. Bu kısa anlatıda, Zweig'ın tüm izleklerini bulmak mümkün: dünün dünyasından bugünün dünyasına geçiş, marazi tutkular, sapkın zekâlar, felaketlerini yaşamları boyunca taşıyan bireyler, fazişm ve kaba şiddet karşısında Avrupa'nın ve dünyanın kaderi…


Yorum
   Merhaba sevgili kitap severler! Zweig’ın herkesten duyduğum ve artık okumam gerek diye düşündüğüm eserini nihayet okudum. Gittiğim üç seferdir kütüphanede bulamıyordum. Ama bu gidişimde kütüphanedeki ponçik amca bana biri için ayırmış olduğu Satranç’ı dayanamayıp çabuk okuyup getirmem şartıyla verdi. Bende onu kıramadım ve bir gün gibi kısa bir sürede okuyuverdim. Ama ne fayda ki? Bugün ve yarın kütüphaneler kapalı olacağından yine de teslim etmem 3-4 günü bulacak.

   Zweig kitaplarını yorumlarken zorlanıyorum çünkü zaten kısacıklar ve tek bir olay üzerine yoğunlaştığından onu da spoiler vermeden anlatmak çok zor o yüzden ben mümkün olduğunca spoiler vermeden yazmaya çalışacağım siz de dikkatli okuyun derim.  Zaten farklı yayınevleri tarafından çıkarıldığı için her biri arka kapak yazısında bağımsız davranmış. Kiminde tüm hikayeyi özetlemiş, kiminde çok yüzeysel davranmış. O yüzden orta yollu bir şekilde aktaracağım.

   Konusu adından da anlaşılacağı üzere satranç ve satranç ile uğraşan satranç ustaları. Bu açıdan bir yanda satranç dışında hiçbir şey bilmeyen, diğer her şeye karşı sağır, kör, dilsiz olan bir cahil satranç ustasından bahsediyoruz. Diğer taraftan ise satranç ile tesadüfen tanışana kadar sıradan bir hayat yaşayan bir insanın onunla tanışmadan önce hayatında neredeyse delirmenin eşiğine geldiğini anlatıyor. İşte bu kitapta bu iki farklı satranç ustasını karşı karşıya getiren olaylar zincirine tanıklık edeceksiniz. Kitapta yalnızlık ve çaresizlik konuları da öylesine derin işlenmiş ki kitaba bayıldım. 

   Zweig, kitabında yine dilini ustaca kullanarak hoş bir kurgu ile başarılı bir eser oluşturmuş. Zweig kitabı okuyanlar bilir, okumayanlar için de ben söylemiş olayım. Kitaplarını okurken macera, gizem gibi uzun soluklu romanlarda aranan ögeleri burada beklemesin. Çünkü Zweig kalemiyle, kullanmak için seçtiği sözcüklerle, hikayelerinde anlattığı hayattan kesitlerle, birçok uzun romanın verebileceğinden daha anlamlı mesajlar vermesiyle iyi bir yazar. Çok güçlü bir kurgu ve macera dolu kitaplarla değil. Ancak iyi bir okur her çiçekten bal almalı ki sonunda çok iyi bir bal elde edebilsin. Yani sadece macera kitapları okumak yetmez. Ya da polisiye. Ya da fantastik kitaplar. Böyle kısa öyküler ve güçlü bir kalem okumak da insana farklı bir bakış açısı kazandırıyor.

    Kitapta verilen mesajlar yine etkileyiciydi.  Zweig'ın bu kısacık hikayeleri ile nasıl ustaca birçok mesaj verebildiğine insan şaşırıyor doğrusu. Bu kitaptan da herkes bakış açısına göre farklı mesajlar alabilir ama benim aldığım en önemli mesaj; her şeyin fazlası zarar. Bir şeyi çok sevip benimsemek de sizi yorup tüketebilir. Sizi kurtardığını düşünüp sıkı sıkıya sarıldığınız şeyler aslında sizi en tepeye çıkardıktan sonra olağanca hızıyla en dibe kadar tekrar batırabilir de. Üstelik kitabı okurken satrancın diğer oyunlardan farklı olduğunu, sadece bir oyun olmakla kalmayıp bir düşünce biçimi olduğunu da güzel biçimde özetlemiş.

    Birde kitabın giriş sayfasında Zweig'ın kısaca biyografisinin verildiği yerde öğrendiğim ve oldukça şaşırdığım bir detayı paylaşmak istiyorum sizinle. Zweig Birinci Dünya Savaşı sırasında büyük sıkıntılar yaşamış, ülkesinin durumu, kendisinin sürgün edilmesi ve kaçmak zorunda kalması, hayatında yaşadığı zorluklar onu intihar etmeye yönlendirmiş. Satrancı yazdıktan sonra eşi Lottie ile intihar etmiş. Nedense bu bana Gestapo'nun da sevdiği kadınla birlikte savaştan sonra intihar edişini hatırlattı. Zaten kitapta da Nazi ve o günün Almanyası ile ilgili bölümlerde kısacık kurgunun içinde işlenip, öyle güzel anlatılmıştı ki. Yazar Nazilerin sorgularken sadece fiziksel işkence ile sınırlı olmadığını, kamplara gönderilmekten daha beter işkenceler olduğunu kitapta başarıyla aktarmış. Bu yönden de epey şaşırıtıcı oldu kitap benim için. Adı Satranç olsa ve asıl temayı satranç oyunu oluştursa da çok farklı kesitler sunarak anlatmış yazar ana hikayeyi. Onda bayıldığım yönlerden birisi de bu sanırım. Tek bir iğneyi damara enjekte ederek tüm vücuttaki damarları harekete geçirmek gibi. Kısacık bir kitapla öyle değişik dünyalara sizi daldırıyor ki inanamazsınız.

   Üslup akıcı ve güzeldi. Kısa olduğu için kolaylıkla okunabiliyor. Sadece tek solukta okumak yerine, tam bir konsantrasyon ile okuyup kitaptaki mesajı alabilmek çok önemli. Bu açıdan bir günde de bitirebilirsiniz beş gün de de. Size bağlı. Benim kütüphaneden aldığım Pupa yayınları idi ve biraz çeviri ve yazım hataları vardı. Bu beni rahatsız etti. Ama sonuçta okudum ve kitabın anlatmak istediklerini anladım diyebiliriz. Zweig severlerin veya Zweig’ı keşfetmek isteyenlerin okumasını tavsiye edebileceğim güçlü bir eser. Hepinize iyi okumalar diliyorum. J

Alıntılar
Kendisini tek bir düşünceye odaklayan sabit fikirli insanlar tüm yaşamım boyunca bana cazip gelmiştir, çünkü her ne kadar kendisini sınırlar ise bir o kadar sonsuzluğa yakındı; işte, görünüşte dünyadan kopuk yaşayanlar kendine has küçük haşereler gibi dünyanın eşi ve benzeri olmayan maketini kurarlar.
Ama satranca sadece bir oyun demekle haksız bir kısıtlama yapmıyor mu insan? Aynı zamanda bilim, sanat değil mi? Yerle gök arasında süzülen Muhammed'in tabutu gibi iki kategori arasından gidip gelmiyor mu? Tüm karşıt çitlerin tek seferlik birleşimi değil mi, çok eski ama yine de her zaman yeni? Düzeneğinde mekanik ama yine de hayal gücü ile etkili, geometrik olarak bir alan ile sınırlı ama yine de birleşimleri ile sınırsız, kendisini sürekli yenileyen ama yine de kısır, hiçbir sonuca ulaşmayan bir düşünce, hiçbir şeyin hesabını yapmayan bir denklem. Esersiz bir sanat, maddesi olmayan bir mimari ve yine de varlığının tüm kitaplardan ve eserlerden daha dayanıklı olduğu ispat edilen bir olgu.
Bize hiçbir şey yapmadılar. Bizi tamamen hakim olan bir hiçliğe bıraktılar, çünkü bilindiği gibi yeryüzünde hiçbir şey bir insana hiçlik kadar baskı yapamaz. 
Düşüncelerim bitmiyordu, yalnızlığın vermiş olduğu sinsi işkencesi sayesinde.
Kumaş üzerinden de olsa kitaba parmaklarım ile dokunma düşüncesi bile, parmaklarımdaki sinirleri tırnaklarıma kadar yakmaya yetiyordu. 
İçimde bir şey haklı çıkmak istiyordu ve içimde sadece diğer benden başka savaşabileceğim bir şey yoktu.
Oyun sevinci oyun hevesine dönüşmüştü, oyun hevesi oyun baskısına, tutkuya, yalnızca uyanık olduğum saatleri ele geçirmekle kalmayıp yavaş yavaş uykuma da sızan tutkulu bir öfkeye dönüştü. 

Puanım
 

43 yorum:

  1. Çok sevmiştim bu kitabı.

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten harika kitaplar paylaşıyorsunuz, efendim, teşekkürler! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim efendim kıymetli yorumunuz için sevgiyle kalınız :)

      Sil
  3. ay ben de ilk okuduğum zıvayk bu ya bi işte kadının 24 saat ayarı :) zayk hayranı değil gibiyim ama okuyom kitaplarını hihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haha bende hayran dğeilim ama gerçekten öık beğendiğim yazarlar arasına girdi. Zıvayk okumaya devam o zaman deeeep :)

      Sil
  4. Tek lokmalık bir kitap en yakın zamanda ağzıma atacağım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. At at tadı uzun süre damağından gitmeyecek :) :)

      Sil
  5. Alıntılara bayıldım :) Teşekkürler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim bende yorumunuz için. Sağlıcakla kalın :)

      Sil
  6. harika bir kitap.. sayfa sayısının azlığına inat, harika bir içerik... :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kısacık kitaba binlerce mesaj, birçok öykü sığmış. Büyüleyici :)

      Sil
  7. Sonunda sipariş ettim kitabı :) Okumak için sabırsızlanıyorum. Sen de çok güzel anlatmışsın ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok çok sevindim efendim bencede okunması gereken bşr kitap. Şimdiden hayırlı olsun. İyi okumalar :)

      Sil
  8. Şu kitabı okuyamadım gitti. Evdekiler bitsin ona da sıra gelecek diye umuyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelir gelir yeter ki okuma şevkini hiç kaybetme :)

      Sil
  9. Demek sonunda okudunuz. :) Okumanız için işaretler çoğalmıştı çünkü! :) Ve kaleminize sağlık, yorumunuz gayet hoş. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet artık okumayı kendime borç bilmiştim ve başardım. Dediğiniz kadar da varmış siz okurların. Yorum için teşekkürler :)

      Sil
  10. En çok sevdiğim kitaplardan :) Aslında anlatmak istediği çok özel bence. Yazarın bu kitabı yazdıktan kısa bir süre sonra intihar etmesi de :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok güzel mesajlar saklı içinde dikkatli okuyana. İntihar etmesine bende çok şaşırdım ve üzüldüm malesef

      Sil
  11. Merak ediyordun, okumuşsun :)) Benden daha çok beğenmene sevindim :)) Keyifli okumalar :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet. Listemden bşr kitabı daha azat ettim. Bu mutluluk hepimizin. Yorum için teşekkürler :) :)

      Sil
    2. Darısı başıma :D Listelerimizde silinenler olduğu kadar, yeni eklenenler de olması dileğimle, hep okuyalım :D

      Sil
    3. Okumaktan asla vazgeçmememiz dileğiyle :)

      Sil
  12. Kitabı beğenmene sevindim. Beğenmezsin diye korkuyordum çünkü çok övdüğüm bir arkadaşım Satranç'tan o kadar etkilenmedi. Sanırım övgülerim yüzünden beklentisi artmıştı, istediğini bulmadı. Bu yüzden insanlara kitap önerirken büyük cümleler kurmamaya dikkat ediyorum.

    Ben Satranç'ı Kırmızı Kedi Yayınları'ndan okumuştum. Can Yayınları ve İş Bankası Yayınları d iyidir. Bir daha okumak istersen veya soran biri olursa üçünü tavsiye edebilirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ŞULE Hanım sizin görüşleriniz de benim için önemli çünkü kitabın kalitelisinden anladığınızı blogunuz ve yprumlarınızdan biliyorum. İyiki önemrişsiniz ve okumuşum. Bence birilerinin beğenip beğenmemesi kitaptaki büyük resmi görmek, basit bir hikaye gibi görünen ama altında çok derin şeyler saklı olan eserlerde o an onu hangi kafayla okuduğun, dikkatlice bakıp bakmadığın önemli ya da beklentilerini ne derece yüksek tuttuğun. Bu yüzden siz çok övmemekle doğrusunu yapıyorsunuz. Birde bende şöyle bir özellik var öok sevdiğim ve tekrar okumak istediğim kitapları mutlaka satın alıp kitaplığıma koyuyorum onları orada görmek çok hoşuma gidiyor. 1984 ü okumama rağmen imkanım olduğu bşr anda aldım koydum satrancı da iş bankası yayınlarından almayı düşünüyorum. Değerli yorumunuz için öok teşekkür ederim. Sevgiyle kalın :)

      Sil
  13. Kısa ve yalın olmasına rağmen harika anlatmissin.Yüregine saglk 😃

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim efendim bende yüreğinizden gelen yorum için teşekkür ederim :)

      Sil
  14. Çok severek okumuştum ben de .. Sen de çok güzel yorumlamışsın. Sevgiler <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorum için teşekkür ederim. Çok incesin canım sanada sevgiler :)

      Sil
  15. Ben de İş bankası yayınlarından okudum o klasik serisini çok seviyorum. Hep diyorum bu kitabı sevdim diğer kitaplarını da okuyayım diye yazarın fakat bir türlü olmadı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazen vakit olmuyor bazen şevk olmuyor bazen başka kitaplar daha öncelikli oluyor derken olmuyor da olmuyor. Ama fırsatını bulur bulmaz okuyacağına inanıyorum. Bende iş bankasının kitabını temin etmeyi düşünüyorum. Yorum için teşekkür ederim :)

      Sil
  16. Favori kitaplarımdan. Alnıma ismini yazıp dolaşacağım ki herkes okusun :) Şaka bir yana satranç oynamayı sevenlerin bu kitaba başka bir gözle bakacağını düşünüyorum. Bu arada kitap yorumlarını çok özenli bir şekilde yapıyorsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim sende değer verip okuduğun ve yorum yaptığın için. Satranç güzeldi gerçekten :)

      Sil
  17. Kısa süre önce okuyup deli gibi herkese önerdiğim kitap, daha bugün arkadaşımı başlattım :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok iyi yapmışsın vallahi fasülyecim. Çok güzel bir kitap. Yorum için teşekkürler :)

      Sil
  18. o kadar eski ki okumam , tekrar okusam olur :D keyifli bir okuma olmuş , devamı da öyle olsun :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eski okuduğum kitapları bende yeniden okumak istiyorum. 1984, Sefiller vesaire bunlardan mesela.teşekkür ederim umarım böyle olur :) :)

      Sil
  19. İlklerin ayrı bir tadı oluyor tabi. Hele ki yazarla tanışmanı sağlıyorsa. Mim için teşekkür ederim bakıyorum hemen :) :)

    YanıtlaSil
  20. Merhaba, Stefan Zweig paylaşımın için teşekkürler. (: Stefan Zweig'in dilimize kazandırılan en güncel kitabı GELECEĞİN ÜLKESİ hakkındaki güncel yazımı okumanı önerebilirim. Saygılarımla.

    https://forestofnoreturn.blogspot.com/2018/08/modern-stefan-zweig-olmak-icin-hazirim.html

    YanıtlaSil
  21. Cok etkileyici bir kitap.

    YanıtlaSil
  22. Kitabın ilk sayfalarında dikati çeken bir başka ayrıntıyı paylaşamak ve bu konudaki yorumları okumak istiyorum. Şöyle diyor Stefan Zweig: " -... satranca oyun demekle, haksız bir kısıtlama yapmış olmuyor mu insan? Satranç aynı zamanda bir bilim, bir sanat değil mi, yerle gök arasında süzülen Muhammed’in tabutu gibi bu iki kategori arasında gidip gelmiyor mu, bütün karşıt çiftlerin bir kerelik bileşimi değil mi? Hem çok eski, hem de yepyeni, düzeneği hem mekanik hem de düş gücüne bağlı, hem sabit hem geometrik bir alanla sınırlı hem de bileşimleri sınırsız, hem sürekli gelişen hem de kısır, hiçbir şeye götürmeyen bir düşünme, hiçbir şeyi hesaplamayan bir matematik, yapıtları olmayan bir sanat, maddesi olmayan bir mimari, bunula birlikte varlığıyla bütün kitap ve yapıtlardan daha dayanıklı olduğu su götürmez; bütün halklara ve bütün zamanlara ait olan tek oyun; can sıkıntısını öldürmesi, zihni açması, ruhu canlandırması için hangi tanrının onu yeryüzüne gönderdiğini kimse bilmez. Başlangıcı ve son nerededir? " Saygılarımla

    YanıtlaSil
  23. Evet bide hoca sınavda sormasa efso bir kitap

    YanıtlaSil