Orijinal Adı: Tower of Glass
Seri: Yok
Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 288
Baskı Yılı: 2014
Goodreads Puanı:
Arka Kapak Yazısı
İnsanı insan yapan nedir? Bir rahim yerine tankta doğmak dışında insanlardan farkı olmayan androidler insan olarak görülebilir mi? Bir insan 23. yüzyılda nasıl Tanrı'ya dönüşür, özellikle Tanrı olduğunun farkında değilse?Robert Silverberg çok katmanlı romanı Cam Kule'de, tüm servetini, hırsını, umudunu ve tutkusunu yeryüzünden sonsuzluğa uzanan bir kule dikmeye adayan Simeon Krug'u iki farklı açıdan ele alarak anlatıyor: İnsan Krug ve Tanrı Krug. Androidler aracılığıyla insan hakları ve köleliği bize tekrar düşündürten bu kitap, modern çağ efendiliğinin getirdiği çürümeye karşı bir eleştiri niteliği taşıyor.
Cam Kule, gözü yükseklerde olan insanlığın, çamura saplanma öyküsü…
Yorum
Ne zamandır bilim kurgu okumuyordum, bir değişiklik olsun istedim ve Cam Kule'yi seçtim. :) İyi ki de seçmişim.Aslında robotlu ya da insan gibi düşünen robot benzeri insan yapımı "yaratıkların" olduğu kitaplar beni pek cezbetmez, bana hep itici gelmiştir bu tarz şeyler. Cam Kule'ye başladığım ilk sayfalarda da bu hisse kapıldım, hatta bıraksam mı dedim ancak vazgeçip devam etmeyi tercih ettim, bunun akıllıca bir hareket olduğuna da inanıyorum. :)
Cam Kule, insan ürünü olan, insanlara son derece benzeyen, zeki, duyguları olan andoroidlerin olduğu, 23. yy dünyasını konu alıyor. Androidlerin üreticisi, yaratıcısı olan Krug onları insanların hizmeti için birer nesne olarak üretmektedir ancak zamanla androidler Krug'un kurtarıcıları, tanrıları olduğuna inanarak kurtuluşu beklemeye başlarlar. Kitaba adını veren Cam Kule ise Krug'un en büyük hırsı, tutkusu olan, henüz tamamlanmamış olan kuledir. Kule muhteşem özelliklere sahip, devasa bir yapı (1500 metre) olmak dışında insanlıkla evren arasındaki bağlantı olacaktır.
Kitapta androidlerin bakış açılarını, Krug'u ve ondan bağımsız düşünen oğlunun bakış açısını okuyor ve herkesin düşünce tarzına hakim oluyoruz. Başlangıçta sadece araç olarak üretilen androidlerin zamanla özgürlük savaşına girişmeleri ve bu konuda insanların tutumu, şuan ki dünyamızda da benzerini görebileceğimiz bir durum. Androidlerin köle şeklinde kullanılması ve insan değil, eşya sınıfına girmeleri, kitapta da değinildiği gibi, yıllar önce zencilerin köle yerine koyulmalarına oldukça benziyor. Yazar bu gibi benzerliklerle donattığı kitabında bize bir çok mesaj veriyor, anlayacağınız sadece bir bilim kurgu romanı okumuyorsunuz, okurken insanlığı dışarıdan gözlemleme şansına erişiyorsunuz ve yazarın zekice hazırladığı kurgusuna hayranlık duyuyorsunuz. Kitabın en sevdiğim yönü bu oldu, basit bir kurgu romanı olmaktan öteye geçen bir kitap Cam Kule ve okurken ister istemez gerçek dünyaya dönerek karşılaştırma yapıyor, insanlığın hırslarını, kendini kaptırdığı ve doğru sandığı hataları gözden geçiriyorsunuz.
Cam Kule'de gerçek dünyamıza paralel bir çok özellik var, robotları, bilim kurguyu sevmeseniz bile bu paralellik sizi romanın içine çekiyor ve sayfaların nasıl aktığını anlamıyorsunuz. Kitabın tek güzel yönü dünyamızla olan paralelliği değildi tabii ki, dili, karakterleri ve kurgusu da güzeldi. Yazarın fazla uzatmadan vermek istediği mesajı vererek romanı bitirmesinden de gayet hoşlandım, tadı damağınızda kalıyor ancak uzun anlatımlarla da sıkmıyor.
Kitabın kapağı da çok hoşuma gitti, gayet zekice bir tasarım olmuş bence ve kitaba çok yakışmış. *-* Kitabın adı ister istemez aklıma Linkin Park'ın Castle of Glass şarkısını getirdi. :) Dinlemek isteyenler için;
İnsanoğluna birde yirmiüçüncü yüzyıldan Silverberg kaleminden göz atmak istiyorsanız hiç durmayın derim. İyi okumalar :)
Böyle robotlu anlatimlardan ben de fazla hoslanmam. Ama böyle bir kitapla ön yargimi kirmayi deneyebilirim :) Güzel anlatimin için teşekkürler.
YanıtlaSilBende hoşlanmıyordum ancak yazar güzel bir iş çıkarmış ortaya. :) Beklediğimden iyi çıktı, önyargını kırıp, okur ve seversin umarım. :))
SilMerhaba Esma hanım ne kadar güzel bir blogunuz var. Keşke bizde sizin gibi kitaplarla haşir neşir olabilseydik tebrik ederim.
YanıtlaSilBaşarılar dilerim sevgiyle kalın...
Beğenmenize çok sevindim, teşekkür ederim. Evet keşke kitaplarla hepimiz gerektiğince haşır neşir olabilseydik. :)
Silbizler de bi gün android olmayız de miiii :)
YanıtlaSilAhahaah olmayız umarım ancak giderek makineleşiyor gibiyiz ne yazık ki.
Sildeeptone gidişat kötü olduk olacağız gibi :) Hem zaten günlük monotan a binmiş yaşamlarından dolayı robottan ne farkı farkı insanlığın ?
YanıtlaSilRobotlu kitapalra pek ilgim yok hiçte olmadı ama filmi çıkarsa affetmem :)
Kesinlikle haklısınız Süleyman Bey, yeni dünya düzeni insanları maalesef ki robotlaştırıyor. :(
SilBelki kitabın filmi çıkar ve izler beğenirsiniz. :))