Orijinal Adı: City Of Ashes
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 525
Baskı Yılı: 2011
Goodreads Puanı: 4.22 (529,951 oy)
Arka Kapak Yazısı
Vampirler, kurtadamlar, periler, gerçek aşk ve aklınızı başınızdan alacak kadar heyecan! Ölümcül Oyuncaklar can yakmaya devam ediyor!Komada bir anne ve dünyayı yok etmeye kararlı bir baba.. Clary Fray, kurtadamlar, şeytanlar ve gizemli Gölgeavcılarıyla dolu, ürkütücü New York yer altı dünyasına doğru sürükleniyor. Geçmişiyle ilgili öğrendikleri yalnızca başlangıç. Şimdiyse dünyanın kaderi Clary'nin ellerinde. Yeni keşfettiği güçlerini ustaca kullanmayı ve asla kendisinin olmayacak bir erkeğe karşı hislerini dizginlemeyi başarabilecek mi?
Yorum
Merhaba sevgili okurlar! Bir kaç gün önce birinci kitabına yaptığım yorumdan sonra ikinci kitabı da okudum ve yorumu da hemen eklemek istedim. Aslında kitabı dün bitirdim ve akşam sıcağı sıcağına yorum yazacaktım fakat gece tüm milletimizi üzecek hadiseler oldu ve bunun üzerine blogla ve yorum yazmakla uğraşmak duyarsızlık gibi göründü ve olayların durulmasını bekledim. Bu olayla ilgili hepinizle aynı üzüntüyü paylaşıyorum ve bu girişime sebep olanları, bilinçli olarak katılanları ve bundan yararlananları Allah'a havale ediyorum ve şehitlerimize Allah'tan rahmet ve yakınlarına baş sağlığı dileyerek yorumuma geçiyorum.
Kitap bir fantastik kitaptan beklenecek bir kurgu ve olay örgüsüne sahipti. İlk kitaptaki yorumumu okuduysanız orada ilk kitabın sonunun biraz heyecanlı bittiğini, bazı gizemler çözülürken bazılarının ikinci kitaba ve diğer kitaplara kaldığını belirtmiştim. Bu kitap ilk kitaba göre çok daha heyecanlıydı. En azından aksiyon, macera daha yoğundu.Ancak ilk kitapta eleştirdiğim maceraya verilen ağırlıktan karakterlerin hisleri ve düşüncelerinin önemsenmeyişi hatası bu kitapta büyük oranda telafi edilmişti. İlk kitapta karakterlere çok yakın hissedemezken ve bağlanamazken bu kitapta onları daha çok benimseyebildiğimi fark ettim. Yine de bu açıdan alanındaki en iyi kitap olduğunu söyleyemeyeceğim. Daha önce okuduğum birçok fantastik, genç-yetişkin tarzı kitapta baş karakterleri daha çok benimsiyordum. Bu açıdan daha zayıf kalmıştı ama ilk kitaba kıyasla bu alanda iyileşme gösterdiğini inkar edemem. İçimden bir ses bunun üçüncü kitapta çok daha iyiye gideceğini söylüyor.
Kitapla ilgili olumsuz olarak eleştirebileceğim en temel nokta kitabın bazı yerlerinin genç-yetişkin tarzın neredeyse tüm klişelerini taşıması, benzerlerinden ayrılacak güçlü bir yanının olmamasıydı. Bildiğimiz üzere fantastik, genç-yetişkin eserlerde baş karakterlerin aşkının imkansız olması, kızın masum ve kendi halinde hayatından kimsede olmayan yeteneklere sahip bir süper-savaşçıya dönüşmesi, diğer karakterlerin mücadelesine rağmen en son ve en etkili darbeleri esas oğlan ve kızın yapması, esas oğlanın etkileyici bir heykel kadar mükemmel kızın da bir o kadar saf ve doğal olması klişeleri bu kitapta da bolca mevcuttu. Yine bir karakterin başına her türlü öldürücü, yok edici yıkım gelmesine rağmen başına sürekli mucizelerin gelmesi de biraz rahatsız ediciydi. Benim bir eseri kaliteli olarak nitelendirebilmem için karakterlerden taviz verilmesi gerekir. Hiçbir karakterin vazgeçilmez ya da tamamen hatasız ya da mükemmel olmadığını hissetmeliyim. Bu kitabı daha "tahmin edilemez" kılıyor. Aksi takdirde çok saydam, sığ eserler oluveriyorlar. İlerisini rahatça görebiliyor, neler olacağını rahatlıkla tahmin edebiliyorsunuz. Bu eserde birçok olayı okumadan önce tahmin etmem ve hepsinde tam on ikiden vurmam hiç hoş olmadı. Ters köşe olmak isterdim. Bu tür tavizlere ve ters köşelere fantastik, genç-yetişkinlerde pek rastlanmayacağını biliyorum. Okuduğum hiçbir bu tarz eserde ana karakterlerin öldüğünü görmedim diyebilirim mesela. Neredeyse hepsi mutlu sondu. Herkes hayatını düzene sokuyor, tüm sorunlar çözüm buluyor, sevenler kavuşuyor. Henüz serinin sonuna gelmesek bile bu eserinde öyle olacağının sinyallerini alabiliyorum. Yine de bir fantastik eseri okurken böyle klişelerle karşılaşacağımı adım gibi bildiğim halde neden ısrarla okuduğumu soruyorsanız her türün kendi arasında ayrı tadı olnası ve bu tatlara arada ihtiyaç duymamız. Fantastik eserlerde çiftlerin tatlı çekişmeleri, etkileyici erkek karakterler ve doğaüstü savaşlar ayrı haz veriyor ve bu hazzı diğer türlerde bu şekilde alamıyorum. Tıpkı bir gerilim-polisiye de mantıksal ipuçları çözme, gizeme odaklanma gibi durumları da bu türde bulamadığım gibi. İşte bu yüzden her ne kadar güçlü bir tür olarak görmesem de yine de okumak beni sıkmıyor. Aldığım haz diğer kaliteli türler kadar olmasa da yine de keyif alıyorum. Çok acıktığınızda doyurucu bir yemek yerine atıştırmalık şeyler bulup onunla idare etmeniz gibi. Tam doyuma ulaşmasam da kısa vade de gerçekten işe yarıyorlar. Üstelikte beyin yormayan, hızlı ilerleyen kitaplar.
Kitap macera doluydu. Birtakım gizemler çözülürken birtakım gizemler eklendi. Kafa karıştırıcı detaylar ortaya çıktı. Yenilikçiliği severim ve yazar da kitaba yeni karakterler eklemiş, karakter kadrosunu genişletmiş bundan da hoşlandım. İlk kitapta arka planda kalan karakterleri daha yakından tanımış olduk. İnsanüstü türlerin özelliklerini, kötü karakterlerin amaçlarını daha geniş pencereden gördük. Karakterlerin ilk kitaptan bu yana ruhsal ve fiziksel olarak değişimi/gelişimi ve olgunlaşmasına tanık olduk. Bu açılardan da hoşuma gitti. Kitaptaki savaş sahneleri gerçekten etkileyici olmuştu. Heyecanlandığımı hissettim. Yazar epey gelişme kaydetmiş.
Dili ilk kitaba benziyordu. Karakterleri dışarıdan bir gözle anlatıyordu. Ama ilk kitapta daha çok ana karakterlerin düşünceleri ve yaşantısı aktarılırken bu kitapta birçok karakteri aktarması da daha iyi olmuş. Kitabın sonu vurucu olmasa da ilk kitaba göre daha merak uyandırıcıydı. Özellikle bazı gizemlerin hala çözülmemiş olması, üstüne kafa karıştıracak cinsten yeni merak unsurlarının eklenmesi üçüncü kitaba ağzımızı sulandıracak cinsten. Üçüncü kitap için heyecanlıyım. Ne zaman okurum bilmiyorum ama Camlar Şehri'nden daha çok hoşlanacağımdan hiç şüphem yok. Genç-yetişkin sevenlerin kaçırmaması gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Keyifle okumanız dileğiyle :)
Alıntılar
Cehennemde olduğuma inanıyorum demek ki oradayım.
O anı gözünde tüm detaylarıyla canlandırabilmesine rağmen şimdi tüm bunlar ona çok geride kalmış gibi geliyordu. Bir olayı artık hiç hatırlamazken o olayın fotoğrafını çok net hatırlayabilmeniz gibi.
Jace insanların kendi adına endişelenmelerinden nefret ediyordu. Bu ona gerçekten endişelenecek bir şey varmış gibi hissettiriyordu.
Dünyada kahve olduğu sürece işler ne kadar kötü gidebilirdi ki?
Hayal edebildiğim en kötü duygu ne biliyor musun? Sevdiğim insana, dünyadaki herkesten daha çok güvenememek.
Daha önce hiç denemediysen yapamayacağını nereden biliyorsun?
Bazen kendi zihninin derinliklerinde tamamen kayboluyorsun. Keşke peşinden gelebilseydim.
Bir şeyi gerçekten seviyorsan onu asla sonsuza dek olduğu gibi tutmaya çalışmazsın. Değişmesi için serbest bırakman gerekir.
En çok değer verdiğin insanlara gerçekleri söyleyemiyorsan zaman içinde kendine de gerçekleri söylemeyi bırakıyorsun.
Puanım
ben bu türe pek aşina değilim ama, İlginç bir kitaba benziyor:) klişelerden kaçınsaymış yazar daha iyi olurmuş ama..:) elinize sağlık, sevgiler:)
YanıtlaSilTeşekkürler Yorumunu için. Eğer fantastik seviyorsanız bu türde hoşunuza gidebilir. Klişeler dışında güzel bir kitaptı. Sevgiler :)
SilAlacakaranlık gibi zannımca. Onun filmini sevmiştim ama kitap türü olarak okumadım. Alıntıları beğendim. Kafa dağıtmalık :) ❤
YanıtlaSilAlacakaranlığa benziyor diyebilirim en azından fantastik yönüyle. Ancak bu seride vampirler o kadar ön planda değil. Gölge avcıları ön planda. Ama baş karakterler arasındaki aşk, uyum, çekişmeler biraz andırıyor. Evet kafa dağıtmak için hoş ve akıcı bir kitap okumanızı tavsiye ederim :)
Silİlk kitabın filmini izləmişdim. kitabların ikisini də oxumaq istəyirəm. Maraqlı yazı oldu. Bu kitabları oxuma həvəsim yenidən canlandı. ;)
YanıtlaSilGüzel bir seri. Kitapları okumanızı tavsiye ederim. Zateb ikinci filmin çekimlerine başlanmış. Umarım kitapla paralel olur. Teşekkürler :)
Sil