Yayınevi: İthaki Yayınları
Sayfa Sayısı: 400
Baskı Yılı: 2012
Goodreads Puanı: 4.07 (8,433)
Arka Kapak Yazısı
Adli tıp uzmanı David Hunter kendisini mahvoluşun eşiğine getiren bir trajedinin üstüne eski hayatını terk edeli üç yıl olmuştur. Norfolk'un ücra bir köyünde doktor olarak çalışmakta ve geçmişini arkasında bıraktığına inanmaktadır. Ama sonra Sally Palmer'ın cansız bedeninden geriye kalanlar bulunur... Ceset vahşice kesilip biçilmiştir. Polis katili bulmak için Hunter'ın uzmanlığına ihtiyaç duymakta, o ise bu işe karışmamayı umutsuzca istemektedir. Sonra bir kadın daha ortadan kaybolur ve Hunter'a sığınaklık etmiş olan o birbirine bağlı toplum kocaman bir korku ve paranoya girdabında boğulur.Herkes herkesten şüphelenmektedir. Bir anda, saklanacak hiçbir yer kalmaz...
Yorum
David Hunter serisinin ilk kitabı olan Ölümün Kimyası son zamanlarda okuduğum en iyi polisiyelerden. Polisiye ve gizemin, antropolojiyle harmanlanmasından oluşan çok güzel bir kitap.Kitap başkarakter David'in ağzından anlatılıyor, ben polisiyelerde ilk ağızdan anlatımı sevmesem de bu kitapta bu durum beni çok rahatsız etmedi. Dili akıcı ve sade bir kitaptı, anlatılanların çoğuysa ilgi çekici. Kitabın antropolojiyle iç içe olması ve bu konuda ayrıntılı bilgiler bulundurmasını çok ilgi çekici buldum, bu özelliğiyle bir çok polisiyeden ayrılıyor kitap. Girişi de bu konuyla ilgili ve ben çok beğendim;
"İnsan bedeni ölümünden dört dakika sonra ayrışmaya başlar. Bir zamanlar yaşamı barındırırken, şimdi son başkalaşımlarını geçirmektedir. Kendi kendini parçalama sürecinde hücreler içten dışa doğru çözülür. Doku önce sıvıya sonra gaza dönüşür. Canlılığını yitiren vücut başka organizmalar için hareketsiz bir ziyafettir artık"
İlk sayfalar biraz durgun ve yavaş geçse de son sayfalara doğru olaylar hız kazandı ve gerilim tırmandı. son sayfaları bir solukta ve beğenerek okudum. Genel olarak güzel bir polisiyeydi, gizem ve olayların ilerleyiş şekli güzel bir biçimde yazılmıştı. Cesedin çürümesi, çürüme evreleri vesairenin anlatılışı kitaba gerçekten güzel bir renk katmış.
Ben kitabı genel olarak beğendim, son sayfalarda ki hareketlilik ve yaşananların bunda etkisi büyük. Serinin geri kalanını da merak ediyorum ve okumak istiyorum. Beckett'ın kalemini sevdim ve kaleminden daha güzel şeyler çıkacağını düşünüyorum. Umarım sizde okur ve seversiniz. İyi okumalar :)
Alıntılar
"İkinci şansa inanmaz mısın?""Onlar ikinci şans değildir, sadece farklı şanslardır. Hayatın, ilk seferinde farklı bir karar almış olduğunda yaşayacağın hayatla asla aynı olmaz."
"Bazı yaralar uyuşturulamaz, denerseniz daha kötüleşir."
"Hayat hiçbir zaman bizim istediğimiz gibi gitmez."
"Ama bazen yapabileceğin bir şey olmaz işte, sen ne kadar aksini dilesen de."
Puanım
4.25
0 yorum:
Yorum Gönder