29 Aralık 2016 Perşembe

Neşter - Paul Carson | Kitap Yorumu

kitap yorumu

Orijinal Adı: Scalpel
Seri: Yok
Yayınevi: Altın Bilek Yayınları
Sayfa Sayısı: 490
Baskı Yılı: 2014
Goodreads Puanı: 3.33 (184 Oy)

Arka Kapak Yazısı

Genç bir asistan, laboratuvarda vahşice öldürülmüş olarak bulunur. Olayın tek kanıtı da, kadının boğazına saplanmış olarak bulunan kanlar içindeki neşterdir. Hastanede yürütülen soruşturmada, doktorların kendi konumlarını korumak için sessizliğe bürünmesiyle soruşturma iyice çıkmaza sürüklenir. Katilin hastane personelinden biri olduğunu anlayan dedektif Kate Hamilton, iz sürmeye başlar ancak bir anda, o da kurbanlar listesine eklenir… Aynı hafta içinde, nice zorluklarla dolu bir tedavi sürecinden sonra çok zengin bir iş adamının bebeği, aynı hastanede doğar. Hem cinayet, hem de milyoner çocuğun doğumu, tüm ilgileri hastaneye çeker. Medya ve siyasiler hastaneyi izlemektedir. Milyoner bebek, hastaneden evine getirilir ve kısa bir süre sonra kaçırılır…

Bu iki olayın birbirine bağlandığı hastanede siyasal çıkarlar da birbirine girer, tartışmalar başlar ve kavgalar yaşanır ama katil durmaz. Çocuğun kaçırılması üzerine gündemin hareketlendiği günlere, bir de katilin diğer kurbanı eklenir ve iş çığırından çıkar. Son satırına kadar heyecanla okuyacağınız, gerilimin doruklarında gezinirken insanlığınızı da hatırlayacağınız inanılmaz bir roman...

Yorum

Bir süredir hiç polisiye okumamıştım ve bende değişiklik yapmak isteyip Neşter'e başladım. Neşter'de arka kapak yazısını dahi okumadan başladığım kitaplardan.

Kitapta iki farklı olaya yer veriliyor, bir bebeğin kaçırılması ve vahşice işlenen cinayetler. Her ikisinin de ortak noktası doğum hastanesi. Yazar kitabı yazarken polisiye-gerilim türünün genel klişelerinden sıyrılmak ve özgün olmak için kitaba farklı detaylar katmaya çalışmış, bunlar genel olarak iyi olsa da yazarın dilini sevemediğim için özgün kısımlarından çok keyif alamadım.

  Sanırım bu türden kitaplardan  çok fazla okuduğum için artık beni yeterince etkilemiyorlar. okuduğum çoğu şeye aşinayım ve türe göre yazarın bize sunacaklarını bildiğim için eski tadı alamaz oldum. Bu yüzden olacak ki bu kitabı da çok sevemedim, zaten yazar ortaya çok iyi bir iş çıkaramamış, bende türe fazla aşina olunca kitaptan zevk alamadım.

  Ve şunu eklemeden geçemeyeceğim, kitabın sonu aşk romanı gibi, masal gibi çok fazla pembe, musmutlu idi. Gerçekle bağdaşmayan sonları oldukça itici bulan biri olarak bu kitabın sonunu da hiç sevmedim.

  Polisiye-gerilim türü içinde ne en iyi ne en kötü kitaplardan biri. Bu türü seviyorsanız ve gizemin yoğun olmadığı polisiyelerden de hoşlanıyorsanız okuyabileceğiniz bir kitap.

Puanım


14 yorum:

  1. Ben de bir hevesle okumaya başladım yazıyı, güzelse hazır da özlemişken bu türü alır okurum diye fakat iyi yorum almamış :( Sen iyi bulduklarından birkaç tane önersene bana :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yıl okuduğum polisiyeler içinde en çok Harry Hole serisini sevdim. Farklı ve güzel bir tarzı var. Amerikan polisiyelerinden farklı.
      Amerikan polisiyesi dersen Lisa Gardner'a bakmalısın. Tıbbi gerilim içinde Tess Gerritsen iyidir.
      Lars Kepler'in Hipnozcu'sunu da beğenmiştim.
      Umarım bunları beğenirsin, başka öneri istersen ya da sorun olursa buradayım. :)

      Sil
    2. Vauuvv süpersin, bir polisiye gerilim sever olarak Tess Gerritsen dışında duymadığım isimler verdin. Ben bunları kaydedeyim de bakayım. Teşekkürler :).

      Sil
    3. Bak bak, birde Simon Beckett'in David Hunter serisi var unutmuşum. :))

      Sil
    4. Tamamdır, ona da bakacağım :)

      Sil
  2. Arka kapak yazısını okuduğumda heyecanlanmıştım. Ama düşün puan almış senden. Önerilerine güveniyorum. Bunu okumayacağım. Ama yeni önerilerini bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuma demem ama çok daha iyi polisiye gerilimler var, onları tercih etmek lazım diye düşünüyorum.
      Düşüncelerin için teşekkürler. :))

      Sil
  3. Merhabalar! 2017'YE GİRMEDEN ÖNCE YAPMANIZ GEREKEN 3 ŞEY İSİMLİ YAZIM BLOGUMDA. HEPİNİZİ BEKLERİM! Desteğinizi esirgemeyin!

    kucukayipdunya@gmail.com

    YanıtlaSil
  4. Konusu çok ilgimi çekmişti heyecanlı heyecanlı okuyordum ki fazla masalsı diyince hadi be oldum.
    Bir zamanlar polisiye çok okurdum sonra popüler kitaplardan dolayı uzaklaştım ama yazını okuyunca polisiye okumayı özlediğimi anladım listeme daha çok polisiye ekleyeceğim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonu dışında masalsı bir roman değil, onu söyleyeyim. :)
      Polisiye iyidir, arada bende uzaklaşıyorum ama sonra özleyip okuyorum, iyi oluyor. :))

      Sil
  5. Uzun zamandır ben de polisiye okumadım, ben de elimdekilere göz atayım özlemişim :)) Ama dediğin gibi çok fazla polisiye okuyunca olaylar klişeleşmeye başlıyor. Mutlu yıllar :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef, polisiyenin böyle bir sorunu var, yine de insan bırakamıyor okumayı. :)
      Teşekkür ederim, sana da mutlu yıllar. :)

      Sil